BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ


TURİZMDE TÜRK İŞBİRLİĞİ

 
Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan turizm çatısı altında birleşerek, kültür ve turizm alanında işbirliği yapıyor.
 
Tarihi İpek Yolu coğrafyasını canlandırmak üzere bir araya gelen Türk dünyasına gelecek yıllarda Özbekistan ve Türkmenistan’ın da katılması bekleniyor.
 
Nahçivan Anlaşması ile 2009 yılında kurulan ve her yıl farklı temalar altında buluşan ‘Türkçe Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi - Türk Konseyi’ bu yıl Bodrum’da ‘Turizm İşbirliği’ zirvesi yapacak.
 
Türkiye’de gerçekleştirilecek bu zirveye hazırlık amacıyla İstanbul Tarabya Otel’de üye ülkelerin Turizm Bakanlarının katılımıyla ‘Türk Konseyi Turizmden Sorumlu 1. Bakanlar Toplantısı’ gerçekleştirildi.
 
Türk tarihinin ilklerinden olan ve Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Azerbaycan Turizm Bakanı Abulfas Garayev, Kırgızistan Turizm Bakan Yardımcısı Maksat Chakiyev, Kazakistan Turizm Komitesi Başkanı Murat İgaliyev ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Halil Akıncı katıldı.
 
Türk dili konuşan ülkeler arasında ortak bir strateji olarak modern İpek Yolu’nun turizm faaliyetlerinin içine alınması kararını son derece önemsediklerini kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise toplantının açılışında yaptığı konuşmada bunun tanıtılmasına Bakanlar olarak hep birlikte destek vereceklerini söyledi.
 
TURİZMİ İNSANİ DİPLOMASİ ÇERÇEVESİ OLARAK GÖRÜYORUZ
 
“Biz turizm meselesini bir insani diplomasi çerçevesi olarak görüyoruz. Günümüzde turizm ulusal ve uluslararası boyutlarıyla yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir oluşturan, döviz sağlayan, istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonları başaran büyük bir nitelik kazanmıştır.
 
Turizm sektörünün nitelikleri dünyada turizme yönelik ilgiyi artırmış, turizmden beklentileri bulunan ülkeleri bu endüstrinin gelişmesine daha çok önem vermeye yöneltmiştir.
 
Herkesin bildiği gibi toplum hayatı küreselleşmeyle birlikte sürekli gelişim ve değişim içine girmiş, bu durumla eş zamanlı olarak, refah atışıyla birlikte turizm kavramı ve sektörü hızla yeniden yapılanmış, küresel bir fenomen haline gelmiştir.
 
Turizmi sadece ekonomiye ilişkin bir alan olarak da görmüyoruz. Turizmi farklı kültürler arasında iletişimi diyaloğu ve anlayışı geliştiren, bu haliyle dünya barışına da katkıları bulunan bir alan olarak görüyoruz.
 
 
TARİHİ İPEK YOLUNUN CANLANDIRILMASI STRATEJİMİZİN TEMELİDİR
 
Türk Konseyi üye ülkelerinin sahip oldukları turizm potansiyelinin aramızda kurmaya çalıştığımız çok boyutlu ve derinlikli işbirliği süreci bağlamında ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu düşünüyoruz.
 
Ülkemiz turizm alanında dünya çapında mesafe kaydetmiş bir ülke durumundadır. Türkiye turizm alanında verdiği eğitimlerle bilgi ve tecrübelerini dost ve kardeş Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan ile paylaşmaktan büyük bir memnuniyet duymaktadır.
 
Türk Konseyi çalışma grubu toplantıları kararları çerçevelerinde 2014 yılı içinde birer hafta süreyle Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’da Bakanlığımız tarafından turizm eğitim toplantıları düzenlenmesi planlanmaktadır.
 
Turizm işbirliği kapsamında üye ülkeler arasında turistik ziyaretlerin artırılmasının yanı sıra tarihi İpek Yolu’nun üzerinde yer alan üye ülkelerin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle doğal güzelliklerinin tanıtımı öngörülmektedir.
 
Bu toplantı vesilesiyle bir kere daha vurgulamak isterim ki tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması stratejimiz açısından temel bir nitelik taşımaktadır.
 
Bu tür tanıtım faaliyetleri bize özgü kültürel ve düşünsel değerlerin, geleneksel el sanatlarının, dans ve müzik gibi zenginliklerimizin paylaşılmasına imkân verecektir.
 
Diğer yandan modern İpek Yolu güzergâhlarının belirlenerek, ortak bir tur paketi oluşturulması yönündeki turizm çalışma grubu toplantılarında ele alınan çalışmaların önem taşıdığı ve desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
 
 
GÖÇEBE OYUNLARI ÜYE ÜLKELERİN İLGİSİNİ ÇEKEBİLECEK NİTELİKTEDİR
 
Kırgızistan’ın ulusal bir girişimi olan Göçebe Oyunlarının Türk Konseyi’nin geleneksel etkinliklerinden biri olması ve bu çerçevede Issık Göl’de gerçekleştirilmesi planlanan ‘1. Göçebe Oyunları’na yönelik yürütülen hazırlıklar üye ülkelerin ilgisini çekebilecek niteliktedir.
 
Ayrıca 3-5 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘13. Uluslararası Azerbaycan Seyahat ve Turizm Fuarı’ kapsamında düzenlenen ‘Türk Konseyi Üye Ülkeler Fotoğraf Sergisi’ ve Azerbaycan tarafından düzenlenen ‘Turizm Bilgilendirme Turu’ üye ülkeler arasında gerçekleştirilmiş önemli bir etkinlik olmuştur.
 
Başarılı çalışmalarımızla önemli bir aşama kaydedeceğine inandığım ‘Türk Konseyi Turizm Bakanları Toplantısı’nın verimli bir şekilde geçmesini, Türk Konseyini daha da güçlendirmesini, Türkçe konuşan ülkeler arasında ortak değerleri daha fazla ön plana çıkarmasını ve karşılıklı işbirliğimizin artmasına vesile olmasını diliyorum.”
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile üye ülkelerin yetkililerinin konuşmalarının ardından bir süre basına kapalı olarak devam eden görüşmeden sonra üye ülkeler arasında ‘Türk Konseyi Ortak Turizm İşbirliği Protokolü’ imzalandı.
 
İmza töreninin ardından ise toplantıya ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Ömer Çelik şunları söyledi:
 
MODERN İPEK YOLUNA AİT COĞRAFYANIN TANITILMASINA DESTEK VERECEĞİZ
 
“Ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumuz bu toplantının bizce en önemli kararlarından bir tanesi modern İpek Yolu’nun, Türk dili konuşan ülkeler arasında ortak bir strateji olarak turizm faaliyetinin içine alınması oldu.
 
Bununla ilgili ortak kanaatimiz şudur: Her ülke kendi toprakları içerisinden geçen modern İpek Yoluna ait coğrafyanın daha çok tanıtılması, desteklenmesi hususunda projelerini hazırlayacak, daha sonra bunlar Bakanlıkların tanıtım birimlerinin ortak toplantısıyla tek bir tur paketi haline getirilecek. Ondan sonra her birimiz Bakanlar olarak bunun tanıtılmasına özel bir destek vereceğiz.
 
Böylece modern İpek Yolu’nun Türkçe konuşan ülkeler, Türk coğrafyası açısından kültürel özelliğinin öne çıkması sağlanacak, hem bir turizm destinasyonu olarak öne çıkması sağlanacak, hem de devletlerimiz arasındaki işbirliğinin daha çok artırılmasının bir sembolü olacak.
 
Turizm vasıtasıyla hem bütün bir Türk coğrafyasındaki Türkçe konuşanlar hem de bütün dünya açısından buranın bir cazibe merkezi haline getirilmesi için bir strateji üretilmesine çalışılacak.
 
Bundan sonraki toplantıya her zamanki misafirperverliği ile aziz kardeşim Azerbaycan da ev sahipliği yapacak. Ama bu arada da çalışmalar bu çerçevede devam edecek.
 
Burada önemsediğimiz şey, ulaşım, ekonomik faaliyetler, siyasi bakımdan nasıl bir entegrasyon ve işbirliği öngörülüyorsa turizmin de burada paralel bir şekilde, bütün bunları destekleyen, bütün bunları zenginleştiren hem ülkelerimize katkı sağlayan hem coğrafyamıza katkı sağlayan hem de modern İpek Yolu’nun tanıtılmasında önemli bir işlev oluşturacak stratejilerin, üretilmesine katkıda bulunması şeklinde olmuştur.”
 
 
SİYASETÇİLERE AİT OLMAYAN KONULARDA SİYASETÇİLER KARAR VERMESİN
 
Bakan Ömer Çelik, toplantıda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. ‘Sözde Ermeni Soykırımı’nın ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nde onaylanmasına yönelik bir soru yöneltilmesi üzerine Bakan Ömer Çelik, bu gibi konuların siyaset malzemesi yapılmasının bölgenin normalleşmesine katkı sağlamayacağını vurguladı.
 
“Eğer bu meseleler başka parlamentoların kararlarıyla bir siyaset gündemi haline getirilirse bu, bölgedeki normalleşmeye katkı sağlamaz. Bu, meselenin doğru anlaşılmasına da katkı sağlamaz. Bu sadece, bölgenin normalleşmesine olumsuz bir yaklaşım üretmek anlamına gelir.
 
Biz arşivlerimizi açıyoruz dedik. Herkes, taraflar ve üçüncü taraflar, elindeki arşivlerini açsın. Siyasetçilere ait olmayan kararları siyasetçiler vermesin. Buna tarihçiler karar versin.
 
Bundan kaçınılıp da, yani tarihçilerin karar vermesi gereken bir meseleye siyasetçiler karar vermeye başlarsa bu, bölgenin normalleşmesine katkı sağlamaz, meselenin doğru anlaşılmasına da katkı sağlamaz.
 
Ayrıca, eğer Ermeni Diasporası buradan Ermenistan’a bir katkı sağlanacağını düşünüyorsa, bu da hiçbir şekilde olumlu bir sonuç doğurmaz.
 
Temel mesele şudur: Niçin olayın tarafı bile olmayan parlamentolar bu konularda karar almaktadır? Bu kararlar vasıtasıyla zaten, yürüyen, yürümesi gereken işlerin önüne birtakım duvarlar örülmesine sebep olmaktadırlar. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olumsuz bir havanın doğmasına sebep olmaktadırlar.
 
Her milletin tarihinde tartışmalı olaylar vardır. Her milletin tarihindeki bu tartışmalı olaylara karşı, diğer parlamentolar kararlar almaya başlarsa o zaman dünya konuşulamaz ve meselelerin çözümlenemediği bir yer haline gelir. Biz bu şekildeki kararların hiçbir şekilde olumlu sonuç doğurmayacağını ve bu şekildeki süreçlerin devam etmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
 
Eğer mesele, bölgenin normalleşmesine katkıda bulunmaksa bu doğru bir yol değildir.”
 
KREDİ DEĞERLENDİRME KURULUŞLARI NORMAL ŞEKİLDE KARAR VERDİĞİNDE TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU ARTMALIDIR
 
Bakan Ömer Çelik, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notu görünümünü ‘negatif’e çevirmesi konusundaki soruya da şu cevabı verdi:
 
“Bu konuyla ilgili ben de teyitli bir bilgi yok. Ama şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir: Türkiye bu son seçimlerden sonra hem kısa, hem uzun, hem de orta vadede istikrarlı bir ülke olduğunu, siyasi istikrarını koruduğunu, bu bağlamda ekonomik gelişmesini koruduğunu, dış politikasındaki istikrarını koruduğunu göstermektedir.
 
Gerek siyasi, gerek ekonomik olarak, gerek dış dünyayla ilişkileri bakımından çeşitli istikrarsızlıklar yaşayan ülkelerde zaman zaman not artışı olurken, bu konulardaki istikrarlı ülkelerde zaman zaman farklı yaklaşımlar olabilmektedir.
 
Herhangi bir karar alınıp alınmadığını bilmiyorum ama bu seçimlerden sonra kredi değerlendirme kuruluşlarının, normal bir şekilde karar aldığında, Türkiye’nin notunu yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum.”
 
Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Türkiye’nin Önünü Görmesine Engel Teşkil Edecek Bir Vesayet Mekanizması Haline Getirilmesine Müsaade Etmeyiz
 
Son olarak, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Ömer Çelik, geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, Türkiye’deki siyasi sistemi krize sokmak için kullanıldığını vurguladı.
 
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasının ardından buna son verildiğini anlatan Bakan Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Bizim siyasi sistemimizde geçmişte, Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve başlamasından önce, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sistemi krize sokmanın bir manivelası olarak kullanılıyordu. Nitekim 367 krizi de hatırlandığı gibi sistemi krize sokmanın manivelası olarak kullanıldı. Çünkü burada başka bir şey vardı. Bunu geçmişte yapılmış çeşitli konuşmalarda da görebilirsiniz. Sistemin, yazılı olmayan vesayet kurallarının Cumhurbaşkanlığı üzerinden götürülebileceği düşünülüyordu.
 
Yani ülkenin anayasası var, siyasi sistemi, parlamenter demokrasi var. Ama bu bazı vesayet odaklarına yetmezdi. Geçmişte, bu vesayetin gizli anayasalarını, gizli kurallarını Cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden tahakkuk ettirmeye çalışırlardı.
 
Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın seçilmesinden önce, Cumhurbaşkanlığı makamı zaman zaman maalesef sivil siyasi sistem ve demokratik siyaset üzerinde vesayet kurmanın aracı olarak kullanılmıştır.
 
Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve gelmesinden sonra bu kalkmıştır. Cumhurbaşkanlığı makamı, normal demokratik sistem içerisindeki normal işlevine dönmüştür ve bu şekilde çalışmıştır.
 
Dolayısıyla birileri yine bu süreci, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini, geçmişte olduğu gibi kriz vesilesi, kriz zemini haline getirmeye çalışıyor. Bu mümkün değil. Aslında yaşanan tartışmaların pek çoğuna bu şekilde bakmak gerekiyor. Bu meseleyi bir kriz zemini haline getirmeye çalışanların çabalarına burada dikkat çekmek gerekiyor.
 
Türkiye seçimleri yapmıştır. Seçimlerde çok net bir tablo ortaya çıkmıştır. Bundan sonrasında da yol haritasıyla ilgili, AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusunda, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız aralarında konuşacaklarını ifade ettiler. Onlar konuşana kadar bence, şu senaryo gerçekleşir, bu senaryo gerçekleşir diye kanaat belirtmek doğru değildir. Onlar konuştuktan sonra bu partinin yetkili kurullarına gelecektir. Ve ondan sonra da hepimiz görüşlerimizi söyleyeceğiz."
 
MİLLETİN İRADESİNE SAYGILIYIZ
 
"Bir de şu söyleniyor: ‘Kendi aralarında konuşarak, Cumhurbaşkanının kim olacağına karar verecekler’ diyor muhalefet partileri.
 
Biz bu süreçte milli iradeye, milletin iradesine çok saygılıyız. Bütün bu süreç, bahsettiğim mekanizmalar, AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine dönük bir süreçtir. Bunun da bu mekanizmalarla belirlenmesi doğrudur.
 
Ondan sonra hep beraber halkın huzuruna gideceğiz. Halk kendi Cumhurbaşkanını kendi seçecek ve ondan sonra nasıl yürüneceğine karar verecek.
 
Temel mesel şudur: Biz bugün istikrarı konuşuyoruz, 2023’ü gören bir Türkiye’yi konuşuyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geçmişte olduğu gibi, Türkiye’nin önünü görmesine engel teşkil edecek bir vesayet mekanizması haline getirilmesine müsaade etmeyiz.”
 
(11.04.2014)
 
  • IPEKYOLU (1)
  • IPEKYOLU (2)
  • IPEKYOLU (3)
  • IPEKYOLU (4)
  • IPEKYOLU (5)
  • IPEKYOLU (6)
  • IPEKYOLU (7)
  • IPEKYOLU (8)
  • IPEKYOLU (9)
  • IPEKYOLU (10)